2 Kasım 2010 Salı

karaciger yaglanması için yapılacak kür

Karaciğer yağlanması (Hepatosteatoz) için mükemmel bir yardımcı tedavi maydanoz-limon kürü uygulamasıdır.



Maydanoz-Limon kürünün uygulama şekli :


Saplı olarak 15-16 adet taze maydanozu mutfak robotuna yada blendera eliniz ile biraz parçalayarak koyun ve üstüne yarım limon suyu (iki yemek kaşığı) ve yarım bardak su ilave edin.

Mutfak robotunuzu çalıştırın, iyice karıştırarak sabah kahvaltısından yarım saat önce aç karnına tamamını için. En erken yarım saat sonra kahvaltıya başlayabilirsiniz. Onbeş gün ara vermeden her gün sabah bu kürü uygulayın ve onbeş günlük uygulamadan sonra bir hafta ara verin.


Bir hafta ara verdikten sonra tekrar onbeş gün aynı şekilde uygulayın ve kürü sonlandırın. Beş-altı ay sonra durumunuza göre bu kürü aynı şekilde tekrar edebilirsiniz.

Eğer,orta ya da ileri derecede karaciğer yağlanması söz konusu ise, Maydanoz Limon kürüne paralel olarak aynı günün akşam yemeğinden iki saat sonra lavanta kürü de uygulanmalıdır.


Yılda 2-3 kez uygulanacak Maydanoz-Limon kürü ile karaciğer yağlanmasını önlemiş olursunuz.

Karaciğer yağlanması fibroz ya da siroza dönüşebilmekte veya karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Bu kürle hem karaciğer yağlanması önlenir hem de karaciğer arındırılır.


Dikkat: Hiç bir kürü alışkanlık haline getirmeyiniz ve sürekli uygulamayınız.
Uyarı: Hekim kontrol ve önerilerini ihmal etmeyiniz.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

Kemik Çerçeve


Ray-Ban
Marka, 70. yılı nedeniyle özel olarak ürettiği 'Altın Kaplama Ultra Gold' modelini Aralık 2007'de tüm dünya ile aynı anda Türkiye'de satışa sunmaya hazırlanıyor.

Persol
Johnny Depp, Jack Nicholson, Sharon Stone, Al Pacino ve Julia Roberts gibi ünlü isimlerin vazgeçemediği Persol'ün 2008 koleksiyonunda; geniş çerçeveli modelleri açık renkli camlarla bütünleşmiş.

Vogue
Bu yıl en iddialı gözlükler Vogue tarafından tasarlandı. Tasarımlarında minik parlak taşlar kullanan Vogue, büyük kemik gözlüklerin çerçeve kenarlarında ve sap birleşimlerinde de yoğun olarak parıltılı taşlara yer veriyor.

Dolce&Gabbana
Koleksiyonda; erkekler için sade ve köşeli tasarımlar dikkat çekerken, kadın modellerinin daha kıvrımlı ve daha seksi olduğu görülüyor.

D&G
2007/2008 koleksiyonunda; erkeksilik ve feminenlik öne çıkarılmış. Yüzü saran cesur modeller 70'lerden gelen esinti ile tasarlanırken, gözlük saplarına ve camların etrafına Swarovski kristaller yerleştirilmiş.

Versace
Çerçeve tonlarında; siyah, kahverengi, kaplumbağa kabuğu olarak bilinen turuncu-siyah karışımı ve bal rengi üzerine kullanılmış platin rengi dikkat çekiyor. Çerçeve saplarında ise Versace'nin Medusa logosu kullanılmış.

Burberry
Büyük, kalın ve geniş çerçeveler geçmişten esintileri hissettirirken, tüm modeller klasik bir tarzla tamamlanıyor. Burberry'nin ikonik kare tasarımı ise Swarovski kristalleri ile yeni bir boyut kazanıyor.

Ralph Lauren
Eski klasik görünümlerden ve klasik pilot modelinden, geniş biçimlere kadar uzanan bir dizi farklılaştırılmış tasarımla öne çıkan Ralph Lauren; cüretkarlık modasının öncülüğünü yapıyor.

Polo
Koleksiyon, 16 yeni modelden oluşuyor. Koleksiyonda zamana meydan okuyan Pilot' çerçevenin farklı versiyonları öne çıkıyor.

Prada
Koleksiyon; klasik tarzdan yenilikçi bir yoruma, küçük ve yuvarlak hatlı tasarımlardan aşırı büyük ve köşeli çizgilere uzanıyor.

Salvatore Ferragamo
Büyük yuvarlak lensli güneş gözlükleri, 50'li yıllardaki Hollywood starlarının cazibelerinden ilham alınarak dizayn edilmiş. Yüzü saran basit şekli, kişiye baştan çıkarıcı bir hava katıyor.

Donna Karan
Klasik retro tarzı, zarafet ve kararlı kişilik hatları, sadelik ve dişilikten oluşan tezatlar yeni koleksiyonun en dikkat çekici özellikleri.

DKNY
Markanın yeni koleksiyonu; dinamik, kullanışlı, metropolit yaşam tarzını vurgulayan seçkin bir tarz sunuyor. Koleksiyonda; geniş şekiller, karakteristik ve erkeksi tasarımlar öne çıkıyor.

http://www.sabah.com.tr

Sümbül ekim zamanını kaçırmayın!

Sümbül, hem kolay yetiştirilen bir bitki olması, hem de mis gibi kokması nedeniyle en sevilen çiçeklerlerden biridir. Peki, bu güzel çiçeğin ekim zamanının içinde bulunduğumuz mevsim olduğunu biliyor muydunuz?

Rengarenk çiçekleri ve parfüm gibi kokusuyla adeta baharı müjdeler sümbüller. Sümbül aynı zamanda zarafetin de sembolüdür. Her bahar sevinçle açarlar çiçeklerini... Peki, bu güzel çiçeğin sonbahar ve kış mevsiminde ekildiğini biliyor muydunuz? Lale, sümbül, nergis, yıldız ve amaralis gibi soğanlı bitkiler sonbahar ve kış mevsiminde ekilir, havaların ısınmasıyla birlikte ilkbaharda çiçek açarlar. Botanika tarafından satışa sunulan Raco Expert çiçek soğanı ekicisiyle sümbül soğanınızı toprakta uygun derinliğe ekebilir, Çiçek Coşturan’ın çiçek açan süs bitkileri için bitki besiniyle de sağlıklı ve mis gibi kokan bir sümbüle sahip olabilirsiniz.

Sümbül gibi soğanlı bitkileri ekerken bazı noktalara özellikle dikkat etmek gerekir. Sümbül soğanı, büyüklüğünün en fazla 2,5 katı kadar derine ekilmelidir. Toprağının kumlu ve gevşek yapıda olması gerekir. Ayrıca toprağı kurudukça yeteri kadar sulanmasına özen gösterilmeli ve doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.

Ekim işleminden bir ay sonra ise Çiçek Coşturan bitki besini verilmelidir. Çiçek Coşturan’ın çiçek açan süs bitkileri için bitki besini, sümbülünüz için gerekli olan tüm önemli besin maddelerini içermektedir. Sonbahar ve kış mevsiminde verilen bitki besini sümbül soğanı tarafından depolanır. Böylece sümbülünüz baharda çiçeklenme dönemine daha dinç ve saglıklı bir şekilde girer.

SÜMBÜL

Sümbül, Hyacinthus cinsine ait soğanlı bitkilerden olup daha önce Zambakgiller (Liliaceae) familyasının üyesi olarak kabul edilmekte iken şimdi yeni bir familya olan Hyacinthaceae altında incelenmektedir.



Sümbüllerin anayurdunu doğuda İran ve Türkmenistan'a kadar dağılım gösteren doğu Akdeniz bölgesi oluşturmaktadır. Hyacinthus, Yunan mitolojisinde Sparta Kralı'nın genç oğlu olup yeniden doğuşu simgelemektedir.

İslam peygamberi Muhammed'in "İki somun ekmeğimden birini sümbüller almak için değişirdim, ki onlar benim ruhumu besler." dediğine şahid olunmuştur.

Hassas mevsimlik çiçekler nasıl yetiştirilir ?

Daha geç açan mevsimlik çiçekler ise tohumları mart ayında sıcak bir yerde ekilerek yetiştirilir. Erken çiçek almak için bu şarttır.

Dışarı ekilmek istenirse hava ısınıncaya kadar yani nisan sonlarına kadar beklemek gerekir. Bu durumda çıkan fideler ancak yaz ortalarında çiçeklenir.


Birinci metod:
Tohumlar 15-18 c. sıcaklıkta ve aydınlık bir yerde ekilir.

Saksı veya en az 5 cm. derinlikte tepsilere hazır torfla doldurulur.Tohumlar serpilir.İri tohumların üstü hafifçe örtülür.Toz gibi ince olanlar ise örtülmez,hafifçe bastırılır.Püskürteçle sulanır.Üzerine bir cam kapatılır.Kahverengi bir kağıt konur.Cam her gün çevrilir.Tohumlar çimlenince önce kağıt,bir kaç gün sonra da cam kaldırılır.Fideler gerçek yaprakları çıktıktan sonra küçük kese veya saksılara şaşırtılır.


İkinci metod:
Tohumlar aynı şekilde saksıya ekilir. Üzerine şeffaf bir naylon torba geçirilir.Ilık ve gölge bir yere konur. Tohumlar çimlenince torba kaldırılır ve saksı aydınlık bir yere konur. Aynı şekilde fidelenir.

Begonya, cam güzeli, ateş çiçeği, petunya,aslanağzı, mine ve buz çiçeği böyle ekilir.

Kadife,kral kızı, horoz ibiği ve kozmos gibi fazla hassas olmayan bazı mevsimlikler nisan ayında dışarıya ekilir.Fideler çıkınca asıl yerlerine şaşırtılır.


Tohumları dışarıda yetiştirme
Daha çok iki yıllık ve kalıcı çiçekler için uygundur. Bu cinsler ilk yıl yaprak ve kök geliştirir. Ancak ertesi yıl çiçek açarlar. Tohum ekmek için mayıs ayı en uygun zamandır.

Hafif gölge bir yer seçilir. Yanmış gübre ile beraber kazılmış ve iyice işlenerek inceltilmiş toprağa tohumlar serpilir.Çok ufak tohumlar örtülmez,hafifçe bastırılır. İri tohumlar için toprakta çizgiler açılır. Fazla derin açılmamalıdır. Tohumlar bu çizgilere seyrekçe serpilir ve hafifçe örtülür. Tohumlar süzgeçli kova ile düzenli olarak sulanır. Çıkan fideler eylül ayında istenen yerlere fidelenir.


İki yıllık çiçekler
Yüksük otu, ay gülü, çan çiçeği ve hüsnüyusuf,


Ömürlü çiçekler
Haseki küpesi, ezan çiçeği, Acı bakla, ömürlü karanfil ve gülhatmi türleri böyle yetiştirilebilir.

Bütün bunlardan farklı şekilde ekilen tohumlarda vardır. Mesela hercai ve aslanağzı tohumları ağustos sonuna doğru ekilir.Çıkan fideler 4-5 hafta sonra yerlerine şaşırtılır. Aslanağzı olduğu yerde de kalabilir.

Nasıl Çiçek Yetiştirebilirim? LALE

Bahçe ve balkonlarda yetiştirdiğimiz çiçekleri çeşitli yollardan temin ederiz. En kolayı bir seraya gidip gözümüze kestirdiğimiz, hoşumuza giden çiçekleri satın almaktır. Az miktarda bitki gerekiyorsa bu yol en mantıklısı olacaktır.


Eğer büyük bir balkon veya bir bahçemiz varsa fazla sayıda bitki gerekir. Bu durumda çiçeklerimizi çeşitli metodlarla kendimiz yetiştirmemiz daha ekonomik olur. Çiçeklerimizi tohumla,çelik veya kök sürgünlerinden yetiştirebiliriz.


Tohumla çiçek yetiştirme
Tohumla bitki yetiştirmek biraz karmaşık bir iştir. Bütün tohumlar aynı şekilde ekilmez. Bitkisine göre ekim zamanı,ısı ve ortam farklılıkları gösterir. En çok mevsimlik ve iki yıllık çiçekler tohumdan yetiştirilir.


Çelik ile çiçek yetiştirme
Bazı ömürlü çiçekler çelikle yani bitkiden kesilmiş dalı köklendirerek yetiştirilebilir. İki çeşit çelik olur.

Kök çeliği ile yetiştirme
Yıldız çiçeği, hezaran, şakayık ve acı bakla kök çeliğiyle yetişir. Bitkinin dibinden fışkınlayan taze dalları köke dokunmadan ya elle hafifçe çekerek,kopmuyorsa bıçakla kesilerek ayrılır. Kesilen çeliğin üzerinde ana daldan küçük bir parça bulunursa daha çabuk köklenir. Çelik saksıda köklendirilir.


Uç çeliği ile yetiştirme
Bitkinin çiçeksiz ve taze bir dalı 5-10 cm. kesilir. Toprak önce bir çubukla delinir. Çelik yerleştirilir. Toprak hafifçe sıkıştırılır ve sulanır.Gölgede köklendirilir.

Çelikler susuz bırakılmamalı ama çürüyecek kadar da aşırı sulanmamalıdır.


Kök sürgünlerinden çiçek yetiştirme

Ömürlü çiçekler ve bazı soğanlı çiçekler için için en uygun usuldür. Zira bu şekilde bitkiden çiçek almak için bir yıl beklemek gerekmez. Hemen o yıl açar.

Mesela seradan beğendiğiniz ömürlü çiçeklerden az sayıda alırsınız. Bitki gelişip çoğalınca köklerinden ayırıp yeni bitkiler elde edebilirsiniz.

Ayrıca ömürlü çiçeklerin bir kısmı 3 yılda bir sonbaharda sökülüp kökleri ayrılarak yeniden dikilirse bitki tazelenir ve ömrü uzar.

Kök ayırma ilkbahar veya yaz sonunda yapılır. Etli kökleri keskin bir bıçak kullanarak ayırabilirsiniz. Çok iri bitkileri ise çatal belle hafifçe yerinden oynatmak gerekebilir.

Siyah gül hikayesi

sokak çocuğuydu o. Bir evi, üşüdüğünde içinde ısınacağı bir yatağı, sevebileceği kimse yoktu. Kaçardı insanlar ondan serseridir diye ama bilmezdi kimse onun ne kadar sıcak bir yüreğe sahip olduğunu. Bütün yakışıklılığı saklıydı yüzüne yapışan tozların arkasında. Güldüğünde gözlerinin içi dahi gülecekti belli.
Gemlik sahili ıssızdı o sabah. Delikanlı oturdu bir kaya üzerine ve her gün ki gibi denizi seyretmeye başladı, onunla konuşmaya, dertleşmeye. Tuhaf bir his vardı içinde. Dolaşmaya karar verdi, sahilin bir ucundan diğer ucuna. Uzaktan birini gördü. Uzun kızıl saçları olan, yüzünde aynı kızıl çilleri olan tertemiz giyimli bir kızdı. Akşam olmuş delikanlı yine her zaman kaldığı, sahildeki en büyük çınar ağacının altına uzanmıştı aklında ve yüreğinde o kızıl saçlı kız vardı. O günden sonra delikanlı hep oraya gidip kızıl saçlı kızı seyretti saatlerce. Gözlerine uyku girmez olmuştu. Karnının açlığını hissetmez olmuştu. Bir gün gelmese içi içini yerdi, korkardı. Deli gibi aşıktı, taş kesmiş yüreği yumuşamıştı birden. Günler böyle aşk ateşi ile geçmiş. Genç kız delikanlının aşkını anlamış, fakat sokak çocuğu olduğu için umurunda olmamıştı.
En sonunda karar verdi delikanlı. Ne olursa olsun gidip onu sevdiğini söyleyecekti. Ve yaptı. Genç kız ona bana siyah bir gül getirirsen aşkına karşılık verebilirim dedi. Gözleri aşktan kör olan delikanlı hemen kabul etti. Ve aramaya başladı ama hiç bir yerde siyah gül bulamadı. Bir umutla bir gülfidanı aldı. Dualar etti onun siyah açması için ama nafile beyaz renkte açmıştı gül. Delikanlı bütün ümidini yitirdi. En sonunda siyah mürekkep kalemle yattığı kartonun üzerine şu satırları yazdı "sevdiğim seni siyah gül bulabilecek kadar sevmemişim. Siyah gül yok, sen yoksun, o zaman bende yokum... Hoşçakal..."
Bu satırları yazdıktan sonra hazırladığı ipi boynuna geçirdi, bıraktı kendini ölümün sessizliğine... Oysa o can verirken dökülen mürekkep beyaz gülü siyaha boyamıştı bile...

Gemlik sahili üzgündü. Kolay mı hep büyük aşklara şahit olmuştu. Alışkın değildi böyle bir sona. Kızıl saçlı kız o gün yine sahile gelmiş fakat delikanlıyı görememişti. Unuttu herhalde diye geçirdi içinden. Bilmiyordu delikanlının artık bu dünyada olmadığını. Gezmek istedi ancak o gün bir güçsüzlük vardı genç kızda. Yinede gezmek istedi ve delikanlının yattığı o büyük çınar ağacının olduğu yere doğru ağır ağır ilerledi. Tuhaftı genç kız, titriyordu. Heyecanlanmıştı... İşte o an anlamıştı artık kızıl saçlı kızda aşıktı delikanlıya. Yavaşladı ve düşündü ne yapacaktı ki siyah gülü. Başından atmak için istemişti, nerden bulacak ki demişti. Oysa şimdi oda seviyordu. İşte karar verdi delikanlıya gidecek onu sevdiğini söyleyecekti... Gemlik sahili ıssızdı. Martılar sessiz çığlıklar atıyordu. Balıklar kayaların arasına sığınmıştı. Uzaktan gözüktü çınar ağacı hani şu görünmeyen dileklerin asılı olduğu çınar ağacı. Genç kız uzaktan kalabalığı fark etmişti. Adım atmakta zorlanan kızıl saçlı kız koşmaya başlamıştı. Kalabalığı aşarak sevdiğinin yanına gitti. Ancak delikanlının yüzü morarmıştı, gözleri açıktı. Kimse onu indirmeye cesaret edemezken, kızıl saçlı kız kucakladı delikanlıyı. Ancak o kadar ağırlaşmıştı ki taşıyamadı, yığıldı olduğu yere. Gözleri siyah güle, elbisesi gülün dikenine, dili de binlerce keşkelere takıldı kaldı… Senelerce ağladı ve bekledi delikanlıyı değil ona kavuşacağı o muhteşem ölümü bekledi…